DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Daha dün Ey Amerika diyenler, bugün en Amerikancı biziz yarışına girdi. Hayretle izliyoruz. Ülkemin Cumhurbaşkanı ABD Başkanıyla 48 dakika görüşecek diye kaç hafta öncesinden davul çalmaya başladı yandaş medya” dedi.
MEDYA21- Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Ardahan’da partisinin 1. Olağan Posof İlçe Kongresinde konuştu. Babacan’ın gündeminde dış politika vardı. Babacan dış politikada yalnızlığın değerinin beş para etmediğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘hayali bir dış düşman üretmek uğruna Türkiye’nin dış ilişkilerine büyük zarar verdiğini’ savundu. Babacan şu ifadeleri kullandı:
“Daha dün Ey Amerika diyenler, bugün en Amerikancı biziz yarışına girdi. Hayretle izliyoruz. Ülkemin cumhurbaşkanı ABD Başkanıyla 48 dakika görüşecek diye kaç hafta öncesinden davul çalmaya başladı yandaş medya. Bizleri de kapsayan haber yapmışlar, Amerikancılıkla övünüyorlar. Dünkü görüşme öncesinde ‘Biz hep sizi savunduk’ diye mesaj gönderiyorlar. ‘Erdoğan 1 Mart tezkeresinde Amerika’dan yanaydı. Irak savaşına ABD’yle birlikte girmek isteyen Erdoğan’dı’ diye haber yapıyorlar. ‘Ortamı ısıtabilir miyiz’ haberi.
’12 DAKİKA İÇİN AYLARDIR BEKLİYOR’
48 dakika ne demek? Tercümeli bir görüşme. O tür binlerce görüşme yaptım, ardıl tercüme varsa 24 dakika. 24 dakikada yarı yarıya konuşsanız 12 dakika siz konuşmuşsunuzdur. 12 dakika da karşısı. ‘NATO’nun toplantı salonunun yanındaki küçük bir odada görüşebileceğiz’ diye çok sevindiler, dertlerini kaba hesapla 12 dakikada ne kadar anlatabildilerse anlatabildiler. O kadar. Şu hale bakın. 12 dakika yüz yüze derdini anlatabilmek için aylardır bekliyor ülkemin cumhurbaşkanı. Bu ülke buna layık değil, olmaz böyle bir şey.”
GELDİĞİNDE BİZ, BEKLETİNCE SİZ
Babacan, kendi Dışişleri Bakanlığı döneminde ABD Başkanlığına seçilen Obama’nın ilk kıtalararası seyahatini Türkiye’ye yapmasını da anımsatarak, şöyle dedi:
“Zemini hazırladık, Obama ‘Türkiye’yle beraber neler yapabilirim’ diye konuşmak için geldi. Sayın Erdoğan; ABD başkanının ilk kıtalararası ziyaretini yaptığı Türkiye’de siz de vardınız, bizler de vardık. Seçilen başkan sizi 5 ay telefon kuyruğunda bekletiyor, siz oradasınız. Demek ki başarının kaynağı düzgün kadrolar. Sorun tam da bu. Her şeyi kendinizin yaptığınızı düşündüğünüz, dünyanın kendi etrafınızda döndüğünü zannettiğiniz için ülke bu hale geldi. Sözünüzün bir kıymeti olsun ki sizi birileri dinlesin. Bir gün ‘Ey Amerika’, ertesi gün ‘En Amerikancı biziz’ diyerek itibarı sağlayamazsınız.
‘S400 DEDİKODULARI
“Dedikodulardan birisi ne? ‘İncirlik Hava Üssü’ne koysak da bari siz orada izleseniz’. ‘Vallahi billahi kapağını açmayacağız’ demeye getiriyorlar. Ülkenin düştüğü duruma bakın. Bir başka dedikodu, ‘Bunları başka ülkeye satıp kurtulsak mı’. Hangisi doğru bilemeyiz. Bu dedikoduların doğru olma ihtimali bile millî onurumuzu yaralayan gelişmeler. Sözüne güvenmiyor, ‘Bari İncirlik’te tut da gözünün önünde olsun’ diyorsun. O zaman 2,5 milyar doları niye verdin? Vergilerden toplanan parayı niye heba ediyorsun?
UÇAKLARI ABD’DEN GETİRTEMEDİLER
S400 kavgası yüzünden F35 savaş uçaklarını da alamıyor. Bizim dönemde projeyi başlatan ilk dört ülkedendik. Binlerce parça yüksek teknoloji üretimi Türkiye’de yapılıp gönderilecekti ve montajı yapılacaktı. İleriki aşamalarda burada üretimi dahi söz konusuydu. Parasını verdiğimiz uçakları getirtemedi bunlar. Parayı verdik, teknoloji ortağı olduk, uçağın tapusunu aldık, sahibi olduğumuz uçakları ABD’den kaldırıp ülkemize getiremedik. Hamasetle, kavgayla iş yürümez.”
‘ABD SEÇİMLERİNDE TRUMP’A DESTEK VERDİ’
Babacan kürsüde Erdoğan’ın “Ey Amerika, ey Trump” ifadelerini de izletti. Babacan sözlerine şöyle devam etti:
“Bir ey nidası da son Amerika seçimlerinde destek verdiği adaya atıyor, ey Trump diyor. Hükûmet, kendi kontrol ettiği medyayla son Amerika seçimlerinde Trump’a açık destek verdi. Biden kazandı. Hesapsızlığa bakın. Türkiye, başka ülkelerin iç siyasetinde taraf olmazdı.
‘BARIŞ İÇİN MÜDAHALE ETTİK’
2008’de Gürcistan Rusya ile savaşa girdiğinde Dışişleri Bakanıydım. Rus orduları Tiflis’e 20 kilometre mesafeye kadar yaklaşmıştı. Baktık ki komşumuzun değişme ihtimali var. Sayın Erdoğan’ı aradım. ‘Acil Moskova’ya ve Tiflis’e gitmemiz gerekiyor ki bir an önce aralarını bulalım. Aksi halde bu gidiş Türkiye için hayırlı değil’ dedim. Akşam Moskova’da, ertesi sabah Tiflis’teydik. Hızlı bir diplomasi ve barıştırdık. O gün bugündür Rusya ile Gürcistan arasındaki ilişkiler daha sakin. Taraf olmadık. Tarafsız bir şekilde barış için müdahale ettik.
‘TÜRKİYE BARIŞIN TEMSİLCİSİ OLMALI’
Bizim dönemimizde Birleşmiş Milletler Arabuluculuk Merkezini İstanbul’a taşımayı planladı. ‘Küsenleri barıştırıyorsunuz, kavga edenleri ayırıyorsunuz, savaşı durdurabiliyorsunuz’ dediler. O projeden vazgeçtiler. ‘Türkiye değişti. Bırakın arabuluculuğu, bunlar kavganın tarafı, sorunun parçası oldu’ dediler. Türkiye’nin mutlaka sağduyunun sesi, barışın temsilcisi olması gerekiyor.
‘HAKKIN YANINDA OLMANIN GÜCÜNE SAHİBİZ’
Hiçbir gücün önünde eğilmeyiz. Bu yola baş koyduk. Dürüstlerin, hukuku önceleyenlerin, dosdoğru olanlar aynı zamanda çok cesaretli olduğunda sorunları çözersiniz. Doğru olmanın, doğruları savunmanın, hakkın yanında olmanın gücüne sahibiz hamdolsun.” HABER MERKEZİ