BOŞANMA SÜRECİ VE SORUNLAR

Prof. Dr. Remzi OTO

remzioto@gmail.com

Evlilik insan hayatının en önemli ve toplumda yeni bir statü kazanmasının en temel göstergelerinden biridir…

Evlilik, bizim gibi toplumlarda ailenin, ebeveynlerin yönlendirmesi, beklentisinin ve görevlerinin gereği bir sonuç olarak da yaşanabilmektedir. Evlenecek bireyin, kişinin (kadın ya da erkek) katılımı, görüşü, bakışı, onayı söz konusu olmaksızın da gerçekleşebiliyor ne yazık ki…

Eğitim düzeyi arttıkça bu kez karar tersine dönebilmektedir; ailenin ,ebeveynlerin haberi olmadan evlilik kararı alınıyor ve hızla gerçekleşebiliyor…

4721 sayılı TMK (Türk Medeni Kanunu) Madde 124 de evliliğin yaşa ilişkin koşulları sıralanmış olup; Erkek veya kadının 17 yaşını doldurmadıkça evlenemeyeceği, olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple 16 yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine, ana ve baba veya vasinin karardan önce dinlenerek hakim tarafından izin verilebileceği yazmaktadır.

Yasanın diğer takip eden maddelerinde, bu süreç ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Örneğin madde 125  de, doğruyu yanlıştan ayırt edemeyenin ağır ruhsal hastalığı olanın, zekaca geri olanın, madde etkisi altında olanın, evlenemeyeceğini hükme bağlamıştır.

Yasa, evlilik için, ailenin kurulması için belli bir yaşı ve zihinsel olgunluğu zorunlu görüyor…

Bunun için bir evlilik okulu, anne-baba okulu ne kadar yararlı olur değil mi?

Ailelerin sorun yaşadıklarında, çözemediklerinde, yardım almak için başvuracakları Aile danışmanlarına ve Aile Danışma  Merkezleri ne önemli katkılar sağlar halbu ki…

Biliyoruz ki yalnızca kişisel gelişim sürecinde kazanılmış olgunluklar yeterli olmamaktadır. Özellikle evlilik için gerekli zihni (bilişsel, duygusal, davranışsal ve duygusal ) olgunluk olmaksızın bireyler evlenmekte ve ne yazık ki Evliliklerin %35 i ilk beş yılda boşanma ile sona ermektedir…Boşanan çiftlerin sayısı 2020 yılında 136 bin 570 iken 2021 yılında 174 bin 85 oldu

Boşanma sayısı ve oranları giderek artmakta, artacak…Gelişmiş kentlerden diğerlerine sosyal bir bulaşıcılık gibi etkileyecek ve artacak…Örneğin Boşanma hızının 2021 yılında en yüksek olduğu il İzmir oldu. Bu ili  Antalya izledi. Boşanma hızının en düşük olduğu il ise binde 0,38 ile Şırnak oldu. Bu ili binde 0,40 ile Hakkari, binde 0,46 ile Siirt ve Muş izledi.

Her zaman ifade edilir ki sayılar az ya da çok olabilir, önemli olan o durumu yaşayanların gerçeği: ”ateş düştüğü yeri yakar….”

Geriye başarılamamış bir girişim ve olmuşsa, yaşamının geri kalanını tek ebeveyne ya da ebevbeynsizliğe bağlamak zorunda kalan çocuk/çocuklar…

Evlenirken düğün dernekte herkes yanınızda olabilir, ama ayrılırken, boşanırken hiç kimse olmaz çoğu zaman..

Boşanma ile, hukuk diliyle “sağ ve tam doğmuş ve bu nedenle kişilik (hak) kazanmış bireyler olarak çocukların en temel hakları olan aileleri ellerinden alınmış olmuyor mu?

Boşanma sürecini sağlıkla yürütmeye yönelik kurumsal bir hazırlığın (boşanma danışmanlığı) olmadığı ülkemizde, artık anne babaların çocukları üzerinden bir birinden intikam almaya, birbirine karşı kullanmaya yönelik çabaları, çocuğa kimin bakacağı (velayet),anne ya da babanın çocukla sosyal ilişkisi, okulu için eğitim desteği, yoksullaşma söz konusu ise ve karar verilmişse aile mahkemesince, yoksulluk nafakası vb… çözüm arayışları hiç biri çocuğun bu travmasına çözüm olamamakta maalesef…

Boşanma artık hep duyduğumuz, giderek yakınımızda hissettiğimiz bir sosyal olgu, bir konu…

Eskiden çok şaşırır, merakla dinlerdik bu süreci yaşayanları, anlatılanları…

Artık doğal bir yasal süreç olarak günlük hayatımızın bir gerçeği….

 

 

Yayım tarihi
Yazarlar olarak sınıflandırılmış

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir