Ülke karışık, haliyle kafamız da karışık, hâl böyle olunca ortaya şöyle karmakarışık bir şeyler yazayım dedim.
Önce genel siyasetten başlayalım. Liderlerin neredeyse tamamı artık sahaya indi. Hepsi top çevirmeye başladı. Önce Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Türkiye Yüzyılı Vizyon Belgesini’ açıkladı. Sonra 6’lı Masa, 84 madde ve 9 başlıktan oluşan anayasa taslağını kamuoyu ile paylaştı. Ardından CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, ‘İkinci Yüzyıla Çağrı’ başlıklı vizyon belgesini sundu. Son olarak da Cumhur, Millet, Emek ve Özgürlük ittifaklarının ardından Zafer Partisi, Memleket Partisi, Doğru Parti ve Adalet Partisi yeni bir ittifak için anlaştı.
Yerel siyasette de yavaş yavaş kıpırdanmalar var tabiî ki. Aday adayı olmak isteyenler kulis çalışmalarına başladı. Şimdiden ‘sıra pazarlıkları’ yapılıyor, tavizler veriliyor. Ben söyleyenlerin yalancısıyım ama üst sıralarda yer alabilmek için bazı isimlerin kesenin ağzını sonuna kadar açtığı, eskilerin kendilerine alternatif olabilecek ve gelecek vaat eden isimlerin önünü kesmek için alttan alta çalışma sürdürdüğü gelen bilgiler arasında. Her neyse yereli daha çok konuşuruz. Nasıl olsa buradayız ve daha çok bilgi-belge gelecektir.
Ortaya karışık demişken devam edelim. Geçen hafta Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledilişinin 7’nci yıldönümüydü. Dolayısıyla geçen yazımı Barış ‘Elçi’sine ayırmış ve isminin yaşatılması gerektiğini anlatmaya çalışmıştım. Öncesinde de sosyal medyadan düşüncelerimi aktarmıştım. Konuyla alakalı bayağı mail ve telefon aldım. Sokakta yüz yüze geldiğim Diyarbakırlılar, fikirlerini aktardı. Bana destek olanlar, farklı öneri sunanlar oldu. Nitekim bunlardan biri de Diyarbakır Stadyumunun isminin Tahir Elçi olmasıydı. HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Diyarbakır Stadyumu’nun adının ‘Amed Tahir Elçi Stadyumu’ olması için Türkiye Büyük Millet Meclisine kanun teklifi verdi. Bakalım kabul görecek mi?
Karışığa devam. Biliyorsunuz iktidar her seçim döneminde enflasyonu, alım gücünün düşmesini, fiyatlardaki fahiş artışı birilerine bağlar, sorumluluktan kaçardı. Yine öyle oldu. Üç harfli zincir marketlerle kavgaya tutuşan iktidar, yüksek fiyatları onlara yıktı. Ha iktidarın burada haklı olduğu bir nokta var, onu da belirtmek gerekiyor. O da fırsatçılar… Bunu yaşadığım bir örnekle anlatayım. Uzun süredir görmediğim Diyarbakır 1’nci Sanayi Sitesinde kaportacı ve çıkmacı dostum Ümit Can’ı ziyaret ettim. Çay içerken sohbet koyulaştı. İşler nasıl dedim, iyidir dedi. Peki sizde de fiyatlar uçtu mu dedim. Uçmaz mı dedi. Ama bir farkla benim 7 bin liraya tamirci arkadaşlara verdiğim parça, 13 bin liraya satılıyor.
Buna söylenecek tek söz var, el insaf yahu. Zaten yeterince zam var. Bir de katlayarak siz koymayın üzerine. Fırsatçılık yaparak hem dürüst çalışan meslektaşlarınızı karalamayın, hem de zaten inim inim inleyen vatandaşa bir darbe de siz vurmayın.
Dedik ya ortaya karışık… Hadi daha da karıştıralım o zaman. Hani şu bazı kuyumcuların vatandaştan gram altın üzerinden kar payı verdiklerini biliyorsunuzdur. Şimdi de bazı toptan gıdacıların bu yöntemle para topladıklarını, aldıkları maldan kar payı verdiklerini hayretle öğrendim. Vallahi helal olsun. 1983’den yani rahmetlik Turgut Özal’dan bu yana kolay para kazanma yöntemi konusunda tüm dünyaya taş çıkartıyoruz. Herhalde farklı yöntemler de vardır, fakat ben çok saf olduğum için henüz onları duymadım. Bir de gazeteci geçiniyoruz.
Daldan dala atlayarak her şey karmakarışık ettik. O zaman hadi daha da karıştıralım bari. Türkiye’nin ilk resmi kadın pazarı 2013 yılında Barış ve Demokrasi Partisi’nden Yüksel Baran’ın seçilmesiyle oluşturuldu. Kürtçe Jiyan, Türkçe adı Hayat olan Pazar, 200 kadının tek geçim kaynağı oldu. Kadınlar bu pazar sayesinde kimseye muhtaç olmadan geçimlerini sağladı, çocuklarını büyüttü-okuttu. Şimdi kadınlar huzursuz, ekmek teknelerini kaybetmek korkusu yaşıyor. Çünkü yüzde 25 oyla belediye başkanlığı koltuğuna oturan Hüseyin Beyoğlu’nun pazarı yavaş yavaş erkekleştirdiğini iddia ediyorlar.
Bu arada fısıltı gazetesinde pazar yeriyle ilgili türlü türlü iddialar dolaşıyor. İddia o ki başkan dönemin Barış ve Demokrasi Partisinin kurduğu pazarı kapatmak istiyor, kadının evde oturması gerektiği mantığını hayata geçiriyor ve pazar yerlerinde dönen büyük rantın partizanca dağıtılmasına ön ayak oluyor.
İddialar çok ağır. Başkanı tanırım, bu iddiaların doğru olmadığını umuyorum. İddialar daha da ağırlaşmadan çıkıp kamuoyuna belgeleriyle açıklama yapması gerektiğini düşünüyorum. Başkanın bunun yapacağından da kuşku duymuyorum. Biran önce ilçedeki tüm pazar yerleri konusunda Bağlar ve Diyarbakır halkına bilgi vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Neyse daha fazla karıştırmadan bir notla tamamlayayım. 30 Kasım 2022 Emlak ve Çevre Temizlik Vergisinin son günüydü. Diyarbakır ve Van’daki vergilerimi ödeyebilmek için belediyelerin internet sitelerini kullanmak istedim. Ama bir türlü işlemlerimi gerçekleştiremedim. Onca iş arasında Diyarbakır’daki vergilerimi bizzat giderek, Van’daki vergilerimi ise telefon trafiği sonucu çözüme kavuşturdum. Tüm belediyeleri duyurulur. Madem para istiyorsunuz o zaman internet sitelerinizi gözden geçirin. Vatandaşa eziyet etmeyin, zamanını çalmayın.
Sevgiyle kalın.