Herkesin dönem dönem kızdığı ve kendi kendine söylendiği pek çok anları olur. Kendini kontrol etmekte güçlük çektiği zamanları yaşarken, insanoğlu bazen dönüp geriye bakmalı ve bu güne kadar neler yaptığının hesabını kendisine sormalıdır.

Bazen kızgınlığımızda neler söylediğimizi bilmeden, ağzımızdan pek çok kelime sarf ederiz. Bu durumlar kimi zaman bizi üzen noktalardır. Çünkü karşımızdaki kişiyi kızgınlık anında farkında olmadan kırmış ve üzmüşüzdür. Birisine çok kızdığımızda “cehennemin dibi,” gibi deyimler kullanırız.

Erafımızda bulunan kişilerin hal ve hareketleri bizi olumlu ya da olumsuz yönde etkiler. Bu hareketler aynı zamanda kişiliğimizi de ortaya koyar.  Kızgınlığımızın ayarını bilemezsek, sonuç itibariyle yine kızan ve üzülen biz oluruz. Sonuçta yine zararın büyüğünü biz  yaşamış olacağız.

Düşman diye nitelendirdiğimiz kişilerin zayıf noktalarından faydalanıp, karşı atağa geçerek kendimizi korumuş olur ve ona göre gardımızı alırız. Kızgınlığımızın en kötü anında ise, ya kendimize ya da karşımızdakine zarar vermiş oluruz. Bu durum ise ileriki dönemlerde bizim karşımıza çıkarak başımıza problem olur.

Mesela bir kişiye çok kızdığımızı düşünelim. Bu durum sonucunda ise karşımızdaki kişiyi yaraladığımızı ve ya karşımızdaki kişinin hayatına son verdiğimizi var sayalım. Bu durumda da  kanun önünde cezalandırılırız.  Cezamızın bitmesi sonucunda ise  hayatımıza normal şartlarda devam etmemiz oldukça zordur. Çünkü her zaman bu olay karşımıza çıkacaktır. Sabıkalı olmak hayatımıza kötü bir damga vuracaktır.

Öyle işyerleri vardır ki sabıkalı kişileri işyerlerinden uzak tutarlar. Hatta suç işlemiş mi diye sabıka kaydı isterler. Bu durum kişide hem ruhsal bunalıma sebep olur hem de kişinin kendisini rencide ederek yapacağı işi zevkle yapmaktan mahrum eder.

Her geçen zaman kızgınlığımızın vermiş olduğu sonuçlardan bizi pişmanlık seviyesine getirir, ama iş işten geçmiş olur ve zararları çoktan bizim ayağımıza dolaşır, bizi üzer.

Hepimizin de bildiği gibi son pişmanlık fayda etmez, etmemiştir de. Çok nadir olarak görülen pişmanlıklar, hayatımıza sonuç olarak fayda getirse de, bu durum istisnadır ve kaideyi bozmaz. Her şey zamanında ve yerinde güzeldir. Hayat insanların kafalarına göre hareket etmesi için geçirdiği süreç değildir.

Hayat sürprizlerle doludur. Yarınlarımızda bizleri ne bekler bilmeyiz. Ama bildiğimiz bir unsur vardır ki, o unsur da bizim hayat mücadelesinde başarılı olmamız gerektiği ve önümüze çıkacak engelleri akıl ve mantık yoluyla halletmemizdir. Hayatın her safhasında dünyayı güllerle kucaklamasak da, sakin olmamız gerektiğini de bilmeniz gerekir. Hayatımızda sabırla yol aldığımızda, aklımızı ve mantığımızı doğru kullandığımızda, yaşamımız süresince pek çok unsuru doğru yapmış olur ve taşları yerlerine doğru oturtmuş oluruz.