Kent merkezinde toplu taşımada büyük sorunlar var. Hangisini anlatayım. Halk otobüsleri ve minibüslerin kural ve yönetmenlik tanımaz tavırlarını mı, caddelerde sağlı sollu ikişir, üçer park eden araçları mı, Belediye toplu taşıma araçlarının yetersizliği, yanlış ve eziyet verici uygulamalarını mı anlatsam….
Yaz geldi. Diyarbakır da sıcaklık 40 dereceye dayandı. Daha da artacak. Bu günlerde toplu taşıma araçlarıyla yolculuk yapmanın hamamlarda terlemekten farkı yok. Otobüsler, minibüsler tıka basa yolcu alıyor. Klima çalıştırmak akıllarına bile gelmiyor. Aslında akılarında, ama işlerine gelmiyor. Çünkü bir iki TL fazla benzin veya mazot tüketmemek için klima çalıştırmaktan imtina ediyorlar. Bunlar durak dışı, gelişi güzel yerlerde indir, bindir yapıyorlar.
Belediye otobüslerinin de bunlardan pek farkı yok. Tek fark, durak dışı indir-bindir yapmamalarıdır. Bunalar da tıka basa, sırt sırta, nefes alınmayacak kadar yolcu alıyorlar. “Yeter yer yok hala yolcu alıyorsunuz” diyen vatandaşlara, şoför “Almazsak bizi şikayet ediyorlar. Mecburen alıyoruz” diyerek savunmaya geçiyor. Otobüs içindeki yolcunun feryadına, şikayetine aldırış eden yok.
Birçoğunda klima çalışmıyor veya soğutmada yetersiz kalıyor. Klimayı çalıştır diyenlere, ya bakım yapılmamış arızalıdır, veya randıman vermiyor cevabı veriliyor.. Sorun ilgililerin Diyarbakır’ın “büyükşehir” olmasının gereklerini bilmemesi, veya biliyor da yapmaması mıdır?
Dicle Üniversitesinden başlayıp, Dağkapı, Ofıs, Bağlar, Diclekent ve Diclekent Bulvarından Araştırma Hastanesine kadar uzanan güzergahı kat eden ve onlarca semt ve mahalleyi dolaşan, on binlerce yolcusu bulunan güzergaha tek hat konması sorunu da var. Bu sorunu bir çok güzergahta görmek mümkün.
Bir otobüsün, bir minibüsün yolcu kapasitesi belli, fazla, fazla almanın, tıka basa doldurmanın manası açgözlülüktür, kural tanımazlıktır. Öyleyse buna dur diyecek, kurallara uyduracak uygulamaları devreye sokmak gerekmiyor mu ?
Hele hele sıcaklığın 40-45 dereceyi bulduğu Diyarbakır da klimanın çalışmadığı veya çalıştırılmadığı toplu taşıma araçlarıyla yolculuk yapmak elbette ki hamama girmiş gibi terlemek demektir. Terleyen insan halıyla ter kokar ve bu klimasız hamam gibi sıcak otobüslere binen, başka ilden gelmiş bir yabancıyı düşünürsek Diyarbakırlılar kokuyor imajına kapılmaz mı? İşte tamda bu imaj çok kötü bir imaj, bu imajın müsebbibi kuralları uygulamayan ve kuralları uygulatmayan ilgililer değil midir?
Diyarbakır da toplu taşıma araçlarıyla yolculuk Kışın ayrı bir dert, yazın ayrı bir eziyet oluyor. belediyenin otobüs yetersizliği nedeniyle İnsanlar 40-45 derece sıcaklıkta 45 dakika, bir saatlik yolu tıka basa, sırt sırta, yolculuk yapmak zorunda kalıyor. Büyümeye, yeni semt ve mahallelerin oluşumu devam eden Diyarbakır da Büyükşehir belediyesinin aldığı yarım otobüsler de sorunu gidermeye yetmiyor. Raylı sistemin bir an önce devreye girmesi gerekir.