GÜNEYDOĞU’DA KADIN OLMAK..

8 Mart Dünya Kadınlar Günü ülkemizde de çeşitli etkinliklerle kutlanır, kadın hakları ve haksızlıkları ortaya konur, eylemlerle haykırılır. Ama Güneydoğu kadınının çektiği çile akıllara gelmiyor. Bu nedenle yılar önce bu konuda hazırlanan bir  raporu  gündeme getirmek istedim.

Hazırlanan bir raporda, bölge kadınının sorunları rakamlarla çarpıcı şekilde ortaya konuluyor. Raporda yer alan tespitlere göre, bölgede kız çocukları 12-13 yaşında evlendirilirken evlilik kararı çoğunlukla aile büyükleri tarafından veriliyor. Aile büyüklerinin evlilik kararına etkisi Güneydoğu kentlerinde yüzde 54’e, kırsalda ise yüzde 46’ya kadar çıkabiliyor. Bölgede sadece imam nikahıyla evlenenlerin oranı kentte yüzde 14, kırsalda ise yüzde 31 olarak göze çarpıyor.

Akraba evliliği yüksek boyutta
Kırsal alanda kadınların yüzde 52.4’ünün, kentte ise yüzde 36.3’ünün kocalarıyla aralarında akrabalık bağı bulunuyor. Çok kadınla evlilik anlayışı da azalmakla birlikte bu anlayış kentte yüzde 3.4, kırsalda ise yüzde 7,7 oranında dikkat çekiyor. Bölgede kadınların yüzde 28.4’ü gazete okumazken, okur-yazarlık oranı ise yüzde 44,77 düzeyinde görülüyor.

Erken evlilik
Çocuk yaşta kızların yaşlı erkeklerle evlendirilmesi, sevgisiz ve dayanışmasız bir hayata adım atması anlamına geliyor. Başlık parasının rol oynadığı bu tür evlilikler, kaderin değişmesi gereken yüzünün fotoğrafı olarak karşımıza çıkıyor. Bölgede evlilik kararı, genellikle aile büyükleri tarafından veriliyor. Yakın akraba evlilikleri, kanbağı ilişkileri ve aynı aşiret içi evlilikler tercih ediliyor. Bu süreçte geleneksel ve ekonomik nedenler rol oynuyor. 12-13 yaşında kız çocukları evlendiriliyor. Bu çocuklar bazen ikinci, üçüncü eş de olabiliyor.

Nüfus cüzdanları yok

Bir başka sorun da bölgede birçok erkek, kadın ve çocuğun nüfus cüzdanının olmaması. Bir anlamda hiç yurttaş olmuyorlar. Bu eksikliği tamamlamaya yönelik çalışmaların var olması ise henüz sorunu çözemiyor. Çok küçük yaşta gerçekleşen evliliklerin ortaya çıkardığı çocuk anneler, dramın bir başka fotoğrafı. Çocuk annelerin geleceği ise yaşlanmış genç kadınlar.

Kan bedeli karşılığı evlenme Aileler arasında kan davası olması halinde, bunun bitirilebilmesi için aşiretler-aileler arasında anlaşma yolları aranıyor. Anlaşma ya para ya da kız vererek gerçekleştiriliyor. Anlaşma için belirlenen para, aşiret içinde toplanarak ödeniyor ya da bir taraf karşı tarafa kız veriyor.

İmam nikâhıyla evlenme
Evlilikler yapılırken resmi nikah her zaman uygulanmıyor. Bu uygulamayı ülkemizin başka bölgelerinde de görmek mümkün. Ancak dini nikah mutlaka yapılıyor. Dini nikahın kabul görmesi, çok eşliliği de besleyen bir faktör oluyor. Bölgede sadece imam nikahıyla evlenenlerin oranı kentte yüzde 14, kırda yüzde 31. Geleneklerin, kadına ilişkin değer yargılarının ve eğitim eksikliğinin neden olduğu bu sorunun aşılması bölge kadını açısından önemli bir kazanım olacak. İmam nikahlı eşlerden doğan çocukların büyük bir kısmı nüfusa kayıtlı değil.

Kırsal alanda kadınların yüzde 52.4’ünün kentte yüzde 36.3’ünün kocalarıyla aralarında akrabalık bağı bulunuyor. Bunun Türkiye ortalamasındaki oranı ise yüzde 21.1. Amca kızı, amcaoğlu evliliği kolay kolay reddedilemez bir ilişki. Yakın akraba evlilikleri çok yönlü baskı ve bağımlılığı da beraberinde getiriyor. Doğacak çocukların sağlık sorunu yaşamasına neden oluyor. Kan davası, su ve toprak kullanımında ortaya çıkabilecek çatışmalarda ise bu ilişki soyu güçlü kılıyor.

Şiddet

Aile içi şiddet, ülkemizde eğitim-statü-ekonomik durum farkı gözetmeden yaygınlığını sürdürüyor. Toplum olarak şiddeti, kuşaktan kuşağa devrederek özenle koruyoruz. Şiddeti meşru gören bir altyapı üzerinde kurumlaşan toplumsal kültürümüz, aile içi şiddeti de besleyen, ona kapı açan bir unsur oluyor. Özellikle küçük yaşta gerçekleşen evliliklerde şiddet daha yaygın oluyor. Şiddete uğrayan kadınların oranı kırsalda yüzde 54, kentte yüzde 44’lere varıyor.

 

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir