İnsanoğlu…. İnsan olan oğul ya da kadın. Veya insan vasıflarını taşıyan canlı. Yazıma neden mi bu şekilde başladım? Aslını sorarsanız bu yazıyı yazmadan önce, birçok düşünce kapladı beynimi.
Hayatın akışı içinde yüzlerce canlı ve bu canlılar içinde insanlık vasfını taşıyan canlı. Kimi kibirli, kimi namuslu, kimi şerefli, kimi haysiyetli, bir de bunların tersi. İnsanoğlu yaşamı boyunca bir yerlere gelmeye bir şeyler yapmaya çalışır. Yani, mevki ve mertebe kazanmaya, dünyada öldükten sonra arkasından bir şeyler bırakmaya çalışır. Hani derler ya “At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır”. İşte bu da öyle bir şey. Hayatta, doğru şeyler kazanmak için, önce çalışmak, emek vermek ve en önemlisi de saygınlık kazanmak gerekir. Gerçek saygınlıkta efendilikle kazanılır. Bazen büyüklerimiz küçüklerimize kızarken “Lütfen biraz efendi ol.” der.
Efendiliğin pek çok anlamı var. Anlamlarından birisi, okumuş kültürlü kişilere efendi denmesidir. Gerçek saygınlığı kazanmış edepli kişilerdir. Günümüzde ise tam tersi olarak ta ifade edilir
Gününü kurtarmaya çalışıp ta, insanları kullanan kişilerin efendiliği de daha başkadır. Onlar, kendi başarılarını ve saygınlığını, bir başkasının başarısı, planı ve projelerinin yani emeklerinin üzerine kurmaya çalışırlar. Mesela başarılarını başkalarının emeği üzerine inşa eden kişiler, kendilerini herkesin efendisi zannedip de, “Benim adım sana hayata iki adım önde başlatır.” diyenler. Oysaki bilmezler ki bu iki adım ileri değil, aslında geridir. İleri adımları başkasının kazandırması değil, ileri adımlara sahip olması, kişinin kendi başarısına bağlıdır. Bunun tersini iddia eden kişiler, zamanla çevresini teker teker kaybeder ve yalnız kaldığında da isminin gerçek değeri ortaya çıkar.
Hatta kişinin kendi isminin, nam ve efendiliği, yani saygınlığı ise yalnız kaldığında anlaşılır. Kendilerinin ise hayata dair koltuk ve para hırsından başka, plan ve projeleri yoktur. Onlar hazıra konmayı pek de severler. Oysaki onlar efendi değil, kurnaz, emek hırsızı ve asalaklardır. Zaten efendi olan kişiler, toplum tarafından kolay kolay yalnız bırakılmazlar. Onurunu ve haysiyetini ilerleten, asıl durumunun ortaya çıkmasını sağlayan da kendisinin kendisine olsan efendiliğidir. Efendilik öyle kolay kazanılan bir unvan değildir.
Aslında İnsanoğlunun efendisi, kendisine duyduğu saygıyı ifade eder. Saygınlık ise, bir başarı sonucunda ortaya çıkar. Başarmak için de sabır, emek, disiplin ve edep gerektirir. Bazen sizinle yola çıkanlar farklı yollara sapabilir. Ama siz doğru bildiğiniz yoldan edebinizle gittiğiniz zaman, yolunuz da doğru bir yol ise, gün gelecek saygınlığınız bir adım daha yükselecektir. Hayat sizi merdivenlerinden adım adım çıkartacağı için, bazen zaman sizi boğmaya çalışır ve zor bir girdaba girdiğinizi zannedersiniz. Ama hayır, siz hiç korkmadan yolunuza devam ederseniz ve zor olan doğruları başarırsanız, işte o zaman hayat merdivenlerini, adım adım çıkar, efendilik mertebesine ulaşırsınız. Çünkü, hayatta yapılması gereken doğruları, hayatın verdiği disiplin içinde yapıldığında efendiliği alırsınız.
Burada önemli olan insanları kullanmadan, planlı projeli hareket edip, hayat merdivenlerini sabırla, emekle, başarıyla ve edeple birer birer çıkarak gerçek efendiliği yani kendine olan saygınlığı kazanmaktır.