KAYBETME KORKUSU…

AK Parti 20 yıl önce ilk seçimini kazandıktan sonra, art arda kazanarak günümüze kadar gelmeyi başardı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki kadrolar, bu süre zarfında hiçbir zaman ‘kaybetmek’ kelimesini ağızlarına almadı, sürekli kazanmanın verdiği özgüvenle günümüze kadar geldi. Fakat ilk kez tepeden aşağıya kadar kaybetme korkusu tüm parti kadrolarında kendisini iyiden iyiye hissettirmeye başladı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir süre önce  ‘Geçmiş Dönem Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda 2023 seçiminin önemine özellikle vurgu yaparak, ‘Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasından taviz vermemek için 2023 seçimlerini Meclis’te Cumhur İttifakının, Cumhurbaşkanlığını da bizim kazanmamız şarttır. Bu seçim kızgınlık, kırgınlık, nefsaniyetle hareket edilebilecek bir seçim değildir. Daha açık bir ifadeyle artık kaybedecek çok şeyimiz var’ dedi.

Erdoğan’ın ‘kaybedecek çok şeyimiz var’ sözü büyük yankı buldu, günlerce konuşuldu, tartışıldı. Bu sözler en çok AK Parti’nin eski ve yeni kadroları tarafından hayal kırıklığı olarak algılandı. Çünkü o güçlü ve dünya lideri reislerinin ilk kez kaybetmekten korktuğunu dışa vurduğunu gördüler. Durum böyle olunca içerden konuşmalar, yorumlar, tahminler, eleştiriler çok yüksek sesle olmasa da gelmeye başladı.

Bunlardan biri de birkaç dönem önce Diyarbakır İl Başkan Yardımcılığı yapan bir AK Partiliden geldi. Uzun süredir karşılaşmamıştık. Ayaküstü başlayan sohbetimiz bir kafede saatlerce devam etti. O da AK Parti’nin Diyarbakır’daki çok sayıda küskününden biriydi. Ama o partisinden ayrılmamış, ancak bir zamanlar görev yaptığı il binasına gitmeyecek kadar da dava arkadaşlarına küsmüştü.

‘Dava bitti Ercan kardeş. Şimdi her şey rant oldu. Bir bilsen öyle şeyler dönüyor ki, aklın hayalin durur’ diyerek küskünlüğünün bundan kaynaklandığını söyledi. ‘Ya arkadaş gün geçmiyor ki parti içinde para kavgası olmasın. Biliyorsun geçen yıl İl Başkanı Muhammed Şerif Aydın ile İl Başkan Yardımcısı Bedirhan Akyol arasında para kavgası yaşanmıştı. Bugün yine İl Başkanı Muhammed Şerif Aydın, Kadın Kolları Başkanı Müzeyyen Kaya ve İl Başkan Yardımcısı Celal Dengiz arasında yine para kavgası kamuoyuna yansıdı. Bunlar kamuoyunun bildikleri, birde bilmedikleri var ki, onlar daha vahim’ diyerek şöyle devam etti:

‘Hele belediyelerin durumu içler acısı. Doldurdular batıdan bir sürü iş bilmez çıkarcı ve bölge halkını sevmeyen adamı belediyeye, onlarda düştü rant, uçkur ve bunun sonucunda kaset şantajına varıncaya kadar mide bulandıran ve partimize yakışmayan onca olaya. Allah aşkına dava bunun neresinde. Ya baksana en son AK Parti MKYK Yedek Üyesi Şanlıurfalı Vildan Polat’ın yeğeni Mustafa Burak Polat, Sur Belediyesine Özel Kalem Müdürü oldu. Ne diyeyim şimdi buna. Hem de bizim binlerce çocuğumuz işsizken. Senin anlayacağın eskiden kadrolarımız güçlüydü. Şimdi o kadrolardan bir elin parmakları kadar isim kaldı. Durum böyle olunca da reiste, bende ve az sayıdaki dava arkadaşımda kaybetme korkusu yaşarız elbette. Diyarbakır’da oylarımız çok düştü Ercan kardeş çok. Bir milletvekili çıkartırsak iyidir’ diyerek tepkisini dile getirdi.

Buna benzer sözleri Urfa’dan gelen bir gazeteci dostumda anlattı. Kurulduğundan bu yana AK Parti’ye destekleyen önemli bir aşirete mensup bu dostum, ‘Artık AK Parti ile yol ayrımına geldik. Partide skandalların ardı arkası kesilmiyor. Sözde GAP’ın merkeziyiz. Yerel yönetimlerde hizmetler sıfır. Kimse memnun değil. Bu genel seçimi etkileyecektir. En son seçimde AK Parti 8, HDP 4, CHP 1 ve MHP 1 milletvekili çıkarmıştı. Şimdi görülen AK Parti en fazla 5-6 milletvekili çıkarabilir. HDP 1 veya 2 arttırabilir. İYİ Parti 2, iyi liste yaparlarsa 3’ü de zorlayabilir. CHP, bölgedeki son ataklarıyla vekil sayısını katlayabilir’ diyerek Şanlıurfa’da dengelerin değişeceğini ifade etti.

Seçime doğru giderken kaybetme korkusu ile AK Parti limanından gemiler başka parti limanlarına doğru yavaş yavaş yol almaya devam ediyor.

Zaten eski milletvekilleri, belediye başkanları ile yapılan toplantılar kaybetme korkusundan kaynaklanmıyor mu?

Kayyum atanan belediyelerde biraz daha yerli kadrolara yer verilmeye başlanması yerelde toparlanmak arzusundan değil mi?

Kulislerde dolaşan bilgilere göre en az 30 il başkanının değiştirilecek olması bunun göstergesi değil mi?

Sonuç olarak o sandık eninde sonunda halkın önüne gelecek ve halk herkesin notunu verecek. Yani korkunun ecele faydası yok.

Sevgiyle kalın.

 

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir