Türkiye’de her üç kişiden birinde hipertansiyon hastalığı görülüyor. Ölüme kadar gidebilen sonuçları bulunan ve bu nedenle sessiz katil olarak adlandırılan hipertansiyon, son yıllarda gençlerde de sıkça görülüyor. Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Taşkıran, gençlerde Hızla Artan Hipertansiyon Hastalığının Belirtileri ve Tedavisine ilişkin önemli bilgiler verdi.
MEDYA21– Hipertansiyon yani yüksek tansiyon; kalp hastalığı, felç ve ölüm riskini artıran ve ciddi sonuçlara yol açabilen bir sağlık sorunu. Sessiz katil olarak adlandırılan hipertansiyon, yılda 10 milyon insanın ölümüne yol açarak dünya genelinde önde gelen ölüm ve hastalık nedenlerinden biri olmaya devam ediyor.
Son yıllarda dünyada yaklaşık 1,5 milyar insan hipertansiyon tanısı aldığını, Türkiye’de ise her 3 kişiden biri maalesef hipertansiyonla beraber yaşadığını hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Taşkıran, genellikle 40’lı yaşlarda ortaya çıkan hipertansiyon sorununun son yıllarda genç erişkinlerde de sıklığının artığına dikkat çekti.
Tansiyonun 140/90 mmHg’nın üstünde ölçülmesinin hipertansiyon tanısı koydurduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Taşkıran, ideal tansiyon ölçümü için 3-5 dakikalık dinlenme sonrası, sessiz bir odada, 30 dakika boyunca sigara ve kahve içmemiş, egzersiz yapmamış olmak şartıyla en az üç ölçüm gerektiğini ifade etti.
Dr. Öğr. Üyesi Taşkıran, hipertansiyonun en sık görülen belirtileri arasında aşırı yüksek kan basıncına bağlı olarak baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı ve görmede bozukluklarının yer aldığına dikkat çekti. Dr. Öğr. Üyesi Taşkıran, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Acil birimlerde hipertansiyonla başvuran hastalarda ise acil yaklaşım gerektiren göğüs ağrısı, sırt ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, yürümede ani gelişen aksama, periferik ödem, baş ağrısı, bulanık görme, bilinç değişikliği, idrar çıkışında azalma, idrarda kanama, baş dönmesi görülebilir. Hipertansiyon görülme nedenleri arasında yaş, etnisite, obezite, alkol ve tütün kullanımı, hareketsizlik, işlenmiş gıdalarla ilişkili tuz oranı yüksek yiyecekler, düşük potasyumlu beslenme, stres, bazı hastalıklar ve ilaçlar yer alıyor. Gençlerde hipertansiyon sıklığının artmasının en önemli nedeni ise uygun olmayan yaşam tarzı biçimi… Başta beslenme ve hareketsizlik olmak üzere, artan stres ve kaygı da bu problemi tetikliyor.”
HİPERTANSİYON HASTALARI GÜNDE EN FAZLA 5 GRAM TUZ TÜKETEBİLİR
İzole ilkel topluluklarda hipertansiyon görülme sıklığı %1 civarında iken çağımızın modern hayat tarzında bu oran çok yükseldiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Taşkıran, bunun en önemli nedeninin günlük alınan sodyum miktarı olduğunu ifade ederek şöyle dedi:
“İlkel toplumlarda günlük sodyum alımı 20-30 mmol iken, günümüzde bu oran 80-250 mmol oldu. Beslenmedeki en önemli nokta başta tuz ile olmak üzere besinlerle aldığımız sodyum miktarı ve oranı. ABD de kişi başı günlük ortalama sodyum alımı 5 gram (12.5 gram tuz), ülkemizde ise ortalama tuz tüketimi 15-16 gr civarında. Oysa bir hipertansiyon hastasında günlük sodyum alımı 1,5-2 gram (3.75-5 gram tuz) arasında olmalı. Kalp damar hastalıkları, tansiyon düzeyinden bağımsız olarak tuza duyarlı hipertansiyon hastalarında daha sık görülüyor. Günümüzde yüksek sodyum maruziyetine bağlı olarak tansiyon ve kardiyovasküler hastalıkların saldırısı altındayız.”
HİPERTANSİYONDAN KORUNMAK İÇİN NE YAPILABİLİR?
Hipertansiyon hastalarının tedaviye ek olarak yaşam tarzında da değişiklikler yapması gerekiyor. Dr. Öğr. Üyesi Taşkıran, bu değişiklikleri ideal vücut ağırlığı, tuz kısıtlaması, sağlıklı beslenme, sigara bırakılması, alkol kısıtlanması, hareketli yaşam, egzersiz, stres yönetimi olarak sıraladı.
Bazı besin desteklerinin tedaviye yardımcı olabildiğini belirten Taşkıran, arginin veya sitrullin, potasyum, magnezyum, omega 3 yağı ve sağlıklı yağların tüketilmesini önerdi. HABER MERKEZİ