MEDYA21-Doç. Dr. İsmail Barış, sosyal hizmetlerin toplumlardaki önemi ve gerekliliği hakkında değerlendirmelerde bulundu. Toplumdaki herkesin aynı koşullarda doğmadığını ve aynı imkânlara sahip olmadığını belirten Doç. Dr. Barış, şöyle dedi:
“İnsanlar engellilik, zihinsel gelişim, yaşlılığa bağlı işlev kayıpları gibi doğal sebeplerle ve eğitime, sağlığa erişimde adaletsizlik, genel olarak yoksulluk gibi sosyal sebeplerle eşitsiz koşullarda yaşıyor. Bu eşitsiz koşullarda geçen yaşam kimilerini çaresizlik, zayıflık, korunma ihtiyacı, suça yönelme gibi normalin dışında ve önlenebilir hayatlara yönlendirebiliyor. Bazı insanlar da kendi iradesi ya da denetleyemediği kişilik patolojileri nedeniyle suça yönelebiliyor. Bu durumlar ‘normal’ olağan hayat seyrini hem bireyler hem de toplum için stresli, sorunlu bir hale getiriyor. Sosyal hizmet bu sorunların kaynağı olan kişi, topluluk veya durumlara müdahale ederek bireylerin ve toplulukların hayata yeniden uyum sağlamaları için çabalıyor.”
DESTEĞE İHTİYAÇ DUYANLARIN YANINDA OLUYOR
Sosyal hizmetin hayata yeniden uyum için desteğe ihtiyaç duyan dezavantajlı konumdaki birey ve gruplara eğitim, rehberlik, güçlendirme desteği, aracılık gibi rollerle müdahale eden yardım mesleği olduğunu da vurgulayan Doç. Dr. İsmail Barış, şöyle konuştu:
“Desteğe ihtiyaç duyan çok çeşitli insan gruplarını bütüncül olarak ele alan sosyal hizmet mesleği, uzun yaşam boyunca herkesin karşılaşma ihtimali olduğu sosyal desteğin adıdır. Kendisini çaresiz, dışlanmış hisseden bir yaşlı ya da engelli, şiddet gören bir kadın, terkedilmiş bir çocuk ya da ihmal edilen bir çocuğa destek olacak, rehberlik edecek, yanında olacak örgütlü gücün adıdır. Diğer bir tabirle sosyal hizmet kimsesizlerin kimsesidir. İnsan doğasında kötülük tamamıyla engellenememekle birlikte, insana karşı ortaya çıkan kötülükleri bütünüyle öngörmek ve engellemek de mümkün görünmüyor. Bu nedenle herkesin risk altında olduğunu söyleyebiliriz. Doğal afetler ve yoksulluk gibi aniden orta çıkan sosyal sorunlar ya da öngörülemeyen şiddet eğilimlerinin tehdidi herkes için potansiyel olarak vardır. Bu nedenle bu durumlara karşı hem koruma ve önleme amaçlı hem de sorunlar ortaya çıktığında tedavi ve bakım için kurumsal sosyal hizmetler gereklidir.”
SOSYAL HİZMETLER İHTİYACI SON 30-40 YILDA ARTTI
Geçici ve acil durumlar için olduğu gibi bütün zamanların sosyal risklerine karşı örgütlü ve kamusal yapının bir parçası olarak sosyal hizmetlere ihtiyaç olduğunu anlatan Barış, “Günümüzde bu hizmetlere ne kadar ihtiyaç olduğu son 30-40 yılda sosyal hizmetlerin nicel artışına bakılarak anlaşılabilir. Sosyal destek alanların sayısı artık milyonlarla anılıyor. Evde bakım hizmeti alan engelli sayısı yarım milyonu aştı ve sokakla ilişkili sorunlar görünür bir hal aldı. Bu sürecin sonunda daha örgütlü bir yapı ihtiyacı doğdu. Bir bakanlığın bu dönemde tesis edilmiş olması sosyal sorunların vardığı noktayı gösteriyor” ifadelerini kullandı.
SOSYAL YARDIMLAR PANDEMİDE ARTIŞ GÖSTERDİ
Sosyal hizmet ihtiyacının kriz zamanları ile sınırlı olmadığını açıklayan Doç. Dr. İsmail Barış, sözlerine şöyle devam etti:
“Ancak kriz zamanlarında sosyal hizmetlere ihtiyaç duyan bireyler zaten savunmasız oldukları için ihtiyaç duydukları destek çok fazladır. Bu nedenle sosyal hizmet ihtiyaç gruplarının özellikle pandemi döneminde diğer insanlara göre daha fazla olumsuz etkilendiklerini biliyoruz. Özellikle kapalı, yatılı kurumlarda kalan çocuklar ve yaşlıların uzun süre ‘mahsur’ ruh dünyalarında ciddi sarsıntılara yol açtı. Geniş anlamda sosyal hizmetlerin bir parçası olarak ‘sosyal yardımlarda’ pandemi döneminde büyük bir artış olduğunu biliyoruz. Bu anlamda artışında en fazla göze çarpan alan sosyal yardımlar oldu. Vefa grupları olarak adlandırılan sosyal hizmetler çalışmalarının bu dönemde önemli çalışmaları gözlendi.” HABER MERKEZİ