CUMHURİYET HALK PARTİSİ VE DİYARBAKIR

Bugüne kadar sessiz kalışım, CHP’nin Diyarbakır’da kökeni geçmişe dayanan “makus talihini” değiştirebileceğine olan inancımdandır. Fakat ne yazık ki gerek içsel çekişmeler gerekse dışsal faktörler nedeniyle, partimizin Diyarbakır ve Diyarbakırlı ile olan bağını tekrar güçlendirme çabalarına karşı vurulan darbeler gibi bizleri daha da zayıflatmaya yönelik çabalar giderek hız kazanmakta. Bu makus talihi yenmemizde önümüze çıkan hiç bir engel bizi asla yolumuzdan döndüremeyecek bunu bilin.

Ne yaparlarsa yapsınlar, ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bizi yolumuzdan asla döndüremeyecek ve Diyarbakır halkının bize olan ilgisi giderek daha da artacaktır. Klavyenin başına geçen CHP’yi yaraladığını zannediyor. Şu andaki İl Başkanımızın atama ile geldiğini sanan, kulaktan dolma bilgilerle parti içindeki çekişmeleri tüm Diyarbakır’a duyurmayı adeta ilke edinen ve bununla da övünen bir takım kişiler, acaba kimlerin ekmeğine yağ sürdüklerinin farkındalar mı? Ya bunları alkışlayan parti içi muhaliflere ne demeli? Bizim partimizin “kurucu İrade” olduğunu asla aklımızdan çıkarmadan, elbette ki parti içinde de muhalefet yapacağız. Fakat bu çerçevede atacağımız her adım, partimize ve şu andaki konumumuza asla zarar vermemeli.

1925’de Şeyh Sait İsyanından sonra kopan bağlar, 1944’de yeniden tesis edilmeye başlanmış, 1944 yılının sonbaharında Diyarbakır’da CHP teşkilatı kurulmuştur. Partimizin doğu ve güneydoğudaki teşkilatlanma çalışmaları 1947 yılına dek sürdü. Tabi ki bu teşkilatların başına, dönemin önde gelen ailelerinin getirilmesi kaçınılmazdı. Nitekim de öyle oldu. Güçlü aileler ve büyük toprak sahipleri CHP’de Başkan oluyor ya da yönetimde yer alıyorlardı. Dönemin koşulları gereği ne gerekiyorsa o yapılıyordu. Fakat güçlü ailelerin çok olduğu yerlerde çekişmeler de eksik olmuyor ve parti teşkilatı sürekli el değiştiriyordu. Böylesine  çalkantılı geçen bir dönemde siyaset sahnesine çıkan Demokrat Parti, muhalefette olmasına rağmen CHP içerisindeki bu çekişmelerden nemalanıyor ve güçlü aileleri yanına çekmeyi bir şekilde başarıyordu. Öyle ki 1957’deki seçimlerde Demokrat partinin oy oranı Diyarbakır’da yüzde 49,2’lere dek çıkmış CHP ise yüzde 30,1’de kalmıştı.

Din, toprak ağalığı ve aşiret ekseninde siyeset yapılan Doğu ve Güneydoğudaki Kürt Sorunu elbette ki o yıllada da vardı ve “Doğu Sorunu” olarak adlandırılıyordu. CHP bu sorunu çözmeye kararlıydı Ve çözümün ilk adımı olarak Toprak Reformu Yasa Tasarısı hazırlanmış fakat sonradan bu tasarıdan vazgeçilmişti. Toprak hala ağaların, beylerin elinde idi. Dolayısıyla, Mecliste Doğu ve Güneydoğunun temsilcisi onlardan başkası değildi.

1980’li yıllara gelince…12 Eylül askeri darbesinden sonra SHP olarak yoluna devam eden CHP, bölgede hep birinci parti oldu. Ta ki, SHP içerisindeki Kürt Milletvekilleri ayrılıp partileşme sürecine girinceye dek…2015’de İl Başkanı olan ve şimdilerde de İl Başkan adaylığına soyunan CHP’lilerin zamanında Diyarbakır’daki oy oranı neydi dersiniz? Sadece yüzde 1,95. Bu seçimlerde 10 milletvekili HDP, 1 milletvekili de AK Parti kazanmıştır.

Peki şimdi ne oldu? O zamandan bu zamana süregelen Kürt Sorunu çözüme kavuşmadığı sürece, bölgedeki oylar aynı mecrasında akıp gidecektir. Ve şu anda çözüme en yakın parti de CHP’dir. İktidar partileri hiç bir zaman bu sorunu samimi olarak çözüme yanaşamadılar. Çünkü, iktidarda kalma hevesleri ve oy kaygıları, çözümün önündeki en büyük engeldir. Bizim böyle bir kaygımız yok.

Eğer fırsat verildiği taktirde, CHP ve bizler bu sorunun çözümüne talibiz. Tabi ki güçlü bir kadro ve bu çözüme yürekten inanan örgütlerimiz sayesinde… Yoksa sadece esnaf ziyareti, aşure etkinliği, maske kolanya şeker vs. dağıtma yetmez. Kürt halkına ve tüm bölgeye somut çözümler sunmak gerek. Bizler bunu yapabilecek güçteyiz. Bize inanın, bir olalım birlik olalım. Elele, omuz omuza mücadele verdiğimizde her türlü sorunun üstesinden geldiğimiz gibi , Kürt sorununu da bölge halkının taleplerini dikkate alarak çözüme kavuşturabiliriz. Ve Kurucu İrade olan CHP’yi yeniden bölgenin en etkili siyasi faktörü yapabiliriz. Bölgede ve de özellikle Diyarbakır’ımızda halkımızla bütünleşecek kadrolarımız hazır. Genel Başkanımızın bir sözü ile, sahalarda olacağız. Oy kaygısı ile değil, çözüm şiarıyla hareket edeceğiz. Bize inan ve sözümüze güven Diyarbakır!

 

 

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir