• DOLAR
    %0,17
  • EURO
    %0,31
  • ALTIN
    %0,58
  • BIST
    %0,50
AK PARTİ TEŞKİLAT AKADEMİSİ EĞİTİMİ BAŞLADI

AK PARTİ TEŞKİLAT AKADEMİSİ EĞİTİMİ BAŞLADI

AK Parti Genel Merkez AR-GE ve Eğitim Başkanlığı tarafından ‘Bu Hikayenin Kahramanı Sensin’ teması ile düzenlenen ve 2 gün sürecek olan ‘Teşkilat Akademisi’nin Diyarbakır eğitimleri başladı.

MEDYA21- Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sezai Karakoç Kültür Merkezinde startı verilen AK Parti AR-GE ve Eğitim toplantısına, AK Parti MKYK üyesi AR-GE ve Eğitim Başkan Yardımcısı Seda Sarıbaş, Diyarbakır İl Başkanı Muhammet Şerif Aydın, Türkiye Gazetesi Yazarı Yusuf Alabarda, partinin 17 ilçe başkanları ile parti üyeleri katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın videolu mesajının sinevizyon ile gösterimin ardından konuşan AK Parti MKYK üyesi Seda Sarıbaş, şöyle dedi:

“İlkini 81 il AR-GE başkanlarımızla İstanbul’da bir kampla başladığımız eğitim programını 7 bölge 81 il olmak üzere Doğu Anadolu Bölgesi ile ikincisini yaptık. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bu hafta sonu itibariyle 21 il olmak üzere tamamlayacağımız eğitim programlarımızda çok kıymetli hocalarımız da günlük altı ders olmak üzere cumartesi ve pazar 12 derste tamamlayacağımız bir eğitim programı hazırladık. Biz çok faydasını gördük, sizlerin de Diyarbakır olarak faydasını göreceğinize inandığımız bir eğitim programı oluyor. Bizim burada AR-GE ve Eğitim Başkanlığı olarak amaçladığımız elbette ki eğitimden kastımız sıfırdan başlayıp bir dereceye getirmekten ziyade var olan teşkilat ruhunu, enerjinizi, motivasyonunuzu daima sahalarda çalışma azminizi elbette ki biz var olduğunu biliyoruz ama tekrardan aşılamak için bir program dahilinde hareket ediyoruz.”

AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Muhammet Şerif Aydın da, teşkilat çalışmalarının servis edilen taze çay gibi olmasını isteyerek, şunları söyledi:

“Kıymetli hocalarımız, eminim hepinizin faydalanacağı, fayda göreceği bir ders silsilesiyle bizleri biraz daha genişleteceklerdir, aydınlatacaklardır. Konuşmamın iki dakikasını çay konusuna ayırmak istiyorum. Çay bir tepsinin üzerinde gelebilir, yanında çikolata olabilir, çok daha değişik şekilde servis edilebilir. Biz önce teşkilatlar olarak çayı doğru bir şekilde yapmak zorundayız. Biz teşkilat olarak, yapmamız gereken şeyleri doğru bir şekilde yapabildikten sonra ancak bu farkıyla anlam ifade eder. Bu çay eğer soğuk değilse, eğer suyu güzel kaynamışsa tadını güzel almışsak bize illaki o tadı verecektir. Ama eğer bunu başaramamışsak teşkilat olarak yaptığımız hiçbir şeyin anlamı kalmayacaktır. Önce teşkilat olarak yapmamız gereken görevleri bir bütün olarak hepinizi doğru bir şekilde, dinamik bir şekilde, senkronize bir şekilde, bir vücudun parçası gibi ucra köşedeki kadın kollarımızdan il başkan yardımcılarımıza kadar vekillerimize kadar birlikte hareket edebilirsek çayımızı doğru bir şekilde servis edeceğiz. Biz Diyarbakır’da el birliği ile bu dönem güzel hizmetler yaparak kazanırız.”

Eğitim toplantısında savunma sanayi ve teknoloji alanında bir sunum yapan Türkiye Gazetesi Yazarı Yusuf Alabarda ise, Türkiye sınırlarında yaşananlarla ilgili örnekler vererek, şöyle konuştu:

“Behman Kubadi’nin yıllar önce bir filmini izlemiştim. Sarhoş atlar zamanı. Sarhoş atlar zamanında Behman Kubadi, Irak, İran ve Türkiye hududunda ıssız bir köyde hayatını kaçakçılık yaparak geçiren bir Kürt gencinin, Eyüp’ün hayat hikayesini anlatıyor. Eyüp’ün bakmakla sorumlu olduğu en fazla 8 ay yaşar dediklerin bir kardeşi var. Kaderine de yine babası gibi kaçakçılık yapmak düşüyor. Şunun için anlattım. Geçen hafta Hakkari’deydim. Farklı bir görev için Adalet Akademisi’nin dışında bir görev için gittim. Yüksekova’daydım, Çaldıran’daydım, Van’daydım, Erciş’teydim. Sınırın bir tarafına örülen duvarı görünce aklıma Behman Kübadi’nin bu eseri geldi. 4 yıla yakın Amerika Birleşik Devletleri’nde eğitim maksadıyla 4 yıla yakın da Avrupa’da bulunmuş birisi olarak arabamın direksiyonuna bindiğimde, Fransa’dan Almanya’ya geçtiğimi anlamadım. Hollanda’dan Belçika’ya geçtiğimi de anlamadım. Ama buraya geldiğimde de Çaldıran’a, Diyarbekir’in sınırlarına da, Hakkari’ye de bir şekilde duvarların örüldüğünü gördüm. Neden duvarlar ördük? Çünkü birileri Şengenin huzurunu ve mutluluğunu yaşarken, istiyorlar ki Diyarbekir’in evlatları, Van’ın evlatları, Ağrı’nın evlatları sarhoş atlar zamanını yaşasın. Tiflis Bakü’ye, Diyarbekir Erbil’e, Şanlıurfa Rakka’ya, İstanbul Selanik’e, Üsküdar’a hep uzak yaşasın. Tarihin hiçbir döneminde Bakü Tiflise bu kadar uzak düşmedi. Tarihin hiçbir döneminde Halep Gaziantep’e bu kadar uzak düşmedi. Yine tarihin hiçbir döneminde Şanlıurfa Rakka’ya, Kobani’ye bu kadar uzak düşmedi. Tarihin hiçbir döneminde Hakkari Erbil’le bu kadar ayrı düşmedi. İlk çağlarda, bile bu şehirler birbirinden bu kadar ayrı yaşamadı. Birileri geldi bize sarhoş atlar zamanını dayattı. Sınırlarda birbirinden uzak yaşayan karar kardeşlerin hikayesine döndük. Yahu Avrupa’da Schengen var. Bizde niye bunlar var diyerek o sınırı boş bıraktığınızda Niğde’nin otobanına bir kamyon da olsa düzensiz göçmen kaçakçısını bırakıyorlar. Bütün 15 gün boyunca memleket ne hale geldi diye bunu konuşur hale geliyor. O zaman ne yapmak zorundasınız? Realist bir perspektiften ister istemez tedbirinizi almak zorundasınız. Her ne kadar sarhoş atlar zamanına yenik düşmek istemezsek, biz de kendi şehirlerimizi, bu bölgenin, bu coğrafyanın bütün insanlarıyla, dini, dili, ırkı, mezhebi her ne olursa olsun ortaya koymak istesek de sizin bazı konularda gücünüzün olmadığı ortaya çıktıktan sonra zerre kadar hükmünüz olmaz.”
Yapılan konuşmaların ardından teşkilat akademisi toplantısı sunum ve eğitimlerle devam etti. (İHA)

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?