Diyarbakır’da temaslarda bulunan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, “12 Eylül’de insanlık dışı ve keyfi uygulamalara, işkencelere maruz kalınan Diyarbakır cezaevini kapatıyoruz ve yakın bir dönemde boşaltmış olacağız” dedi.
MEDYA21- Diyarbakır’daki programı kapsamında AK Parti İl Başkanlığını ziyaret eden Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Diyarbakır Milletvekili Ebubekir Bal, AK Parti MKYK üyesi Alaattin Parlak, İl Başkanı Muhammet Şerif Aydın ve partililer tarafından karşılandı. Partilileri Kürtçe selamlayarak konuşmasına başlayan Bakan Gül, şunları söyledi:
“Birliğimizi beraberliğimizi hiç kimse bozamayacak. Bizim 100’üncü yılına koştuğumuz Cumhuriyeti kuran irade neyse aynı ruhla yolumuza birlik beraberlikle devam edeceğiz. Birinci Meclisimizi, Türkiye Büyük Millet Meclisimizi, Çanakkale Zaferimizi nasıl biz Türkü ile Kürdü ile Alevi ve Sünnisi ile bu Anadolu’nun bütün kadim sahipleriyle, vatandaşlarımızla omuz omuza kurduysak, yeni yüzyıllara da yine bir ve beraber olarak yolumuza devam edeceğiz. Bizler et ve tırnak gibiyiz. 84 milyon vatandaşımız nerede doğarsa doğsun bu ülkenin tapusu o vatandaşımızın elindedir. İnançlarından dolayı, başörtüsünden dolayı, dilinden dolayı, istediği gibi inanamayan, inandığı gibi yaşayamayan dönemler oldu bu ülkede. Dilini, kültürünü, değerlerini inkar eden anlayışlar oldu. Ama bu bölge hem dindar olduğu için dayak yedi, hem Kürt olduğu için inkar politikalarına maruz kaldı, hem dindarlığından hem de kültüründen dolayı. Ama AK Parti buna son verdi ve asla eski Türkiye’ye dönüş olmayacak. Bu ülkede her vatandaş haklarıyla beraber doğar.”
KİMSE TÜRKİYE’NİN YOLUNU ESKİYE ÇEVİREMEZ
Bugün Diyarbakır’da bir hastanede doğanla ülkemizin bir başka ücra köşesinde doğan bebeğin aynı haklara sahip olduğunun altını çizen Bakan Gül, şöyle konuştu:
“Bu hakları korumak ve geliştirmek de devletin en temel görevidir. Köylerin binlerce yıllık isimleri değiştirildi, anneler evlatlarına istediği isimleri bile veremedi, mahkemelerde savunmasını yapacak bu dile bilinmeyen, tanımlanmayan bir dil dediler. Sen bin yıldır bilinen bir dile nasıl bilinmeyen bir dil dersin? Bu anlayışı elimizin tersiyle ittik. 90’lar, 90’larda kaldı, kimse Türkiye’nin yolunu o eskiye çeviremeyecek. 12 Eylül’ün önemli sembollerinden biri olan Diyarbakır cezaevini yakın bir dönemde boşaltacağız. Sayın Cumhurbaşkanımız da Diyarbakır’a geldiğinde bunu ifade ettiler. Diyarbakır Cezaevi’nde 12 Eylül’de insanlık dışı ve keyfi uygulamalara, işkencelere maruz kalan Diyarbakır Cezaevi’ni kapatıyoruz ve Diyarbakır Cezaevi’ni yakın bir dönemde boşaltmış olacağız. Orayı da 12 Eylüller bir daha yaşanmasın, vesayet bir daha gelmesin diye ibret abidesi olarak demokrasimizin kazanımına sunmuş olacağız. Bir merkez olarak, bir yapı olarak orayı inşa edeceğiz, vesayet ayıbına da son vereceğiz, sembolik olarak o yeri de bir müze kültür merkezi olarak inşa etmiş olacağız. Diyarbakır Adliyesi’ni 300 bin metrekare kapalı alan olacak şekilde, mevcudun beş altı kat büyüklüğünde bir adliye için yeri belirledik. Projemizi yapıyoruz, inşallah Diyarbakır’ımıza yakışacak en güzel şekilde Adliyemizi de yapacağız.”
CHP’YE ELEŞTİRİ
Konuşmasında CHP’yi de eleştiren Bakan Gül, terörle kararlı bir şekilde mücadeleyi sürdürdüklerini de vurgulayarak, şöyle dedi:
“Başlarına yıkacağım Kandil’i diyorsun; sen mecliste niye tam tersini yapıyorsun. Terörle mücadele edeceksen, benim kardeşlerimin yaşam hakkına saldırıda bulunan, evinin önüne çukur kazan, mahremiyetini ihlal eden bu terör örgütlerine karşı niçin sen geldiğinde meclise, destek vermiyorsun? Bunların bu konudaki sahte duruşunu da milletimiz çok iyi biliyor. Esas itibariyle bu ret politikalarının temel sebebi tek parti CHP döneminden gelen silsiledir, HDP’nin de bu anlamda benzer bir reaksiyon ve siyasi politika izlediğini de hepimiz biliyoruz. Terörü Diyarbakır annelerinin kararlı duruşu ve o sessiz çığlıkları, milletimizin birlik ve beraberliği yenecektir. Allah’ın izniyle kimse huzurumuzu bozamayacak” şeklinde konuştu. (İHA)