MEDYA21-Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhur İttifakı’nın üçüncü ortağı olduğunu belirterek, “Cumhur İttifakı’nın üçüncü ortağı ortaya çıktı. AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve yeraltı dünyasının çeteleri” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından öne çıkan satır başları şöyle: “Futbol dünyasıyla ilgili olmayan hiç kimse yok. Dolayısıyla ligdeki rekabet hepimizin dikkati çeker. Beşiktaş bu yıl şampiyon oldu. […]
MEDYA21-Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhur İttifakı’nın üçüncü ortağı olduğunu belirterek, “Cumhur İttifakı’nın üçüncü ortağı ortaya çıktı. AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve yeraltı dünyasının çeteleri” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından öne çıkan satır başları şöyle:
“Futbol dünyasıyla ilgili olmayan hiç kimse yok. Dolayısıyla ligdeki rekabet hepimizin dikkati çeker. Beşiktaş bu yıl şampiyon oldu. Yürekten kutluyoruz.
İSRAİL’İN SALDIRILARI
Dünyada savaşlar olmasın. Çocuklar, insanlar, kadınlar ölmesin. Mescid-i Aksa’da sabah namazından sonra Filistinlilere yapılan saldırı asla kabul edilemez. 300’e yakın insan hayatını kaybetti. İsrail’in yaptığı bir katliamdır. Bütün insanlığa çağrıda bulunmak hepimizin ortak görevidir. Kan gövdeyi götürürken dünyanın demokratları ne yapıyor acaba? Neden bu çatışmayı engellemiyorlar. Filistinliler ne istiyor? İşgal edilmiş topraklarını geri almak istiyorlar. Bağımsız bir devlet olmak istiyorlar. Beni üzen İslam dünyasındaki parçalanma. Kendi ülkesinde barıştan söz edip, Filistin’de yapılan katliama sessiz kalan dünya. Filistin’in bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkması en büyük arzumuzdur. Üzülerek bir şeyi daha ifade etmek isterim; ihvan endeksli bir dış politika Türkiye’nin bölgedeki saygınlığına çok büyük bir darbe vurdu.
“VATANDAŞTAN PARA TOPLADILAR”
Kapanma sonrasında aldıkları kararların bile ne kadar dengesiz olduğu ortaya çıktı. AVM’ler açık, çay bahçeleri kapalı. Allah bunlara akıl fikir versin. Pandemi döneminde diğer ülkelerin yaptığı gibi vatandaşına hibe vereceğine, iban numarası dağıtıp vatandaştan para topladılar. Hani Türkiye zengindi? Hangi kasalar tıka basa dövizle doluydu? 2020’nin ilk 9 ayında 107 bin hanenin elektriği kesildi. 107 bin hanenin elektriğini kesmek ne demektir? Bunları anlatıyorum. Bunları söylüyorum. Ülkenin nasıl yönetildiğini siz de görüyorsunuz, ben de görüyorum. Benim görevim sizlere doğruları anlatmak. Biliyorum, “128 milyar dolar nereye gitti?” sorusundan rahatsız oluyorlar. Böyle bir devlet yönetiminde cumhuriyet tarihinde hiç olmadı. “Ben maske takıyorum, sen keyfine bak” diye reklamlar yaptılar. Bari bu milletin onuruyla oynamayın. Devlette liyakat sistemini yerle bir ettiler. Ekonomik ve siyasal bir buhranla vatandaş karşı karşıya iken saraydakiler keyif içinde yaşadı ve yaşıyor. Saray ile Türkiye arasında 180 derece fark var.
ERDOĞAN’IN ESNAFTAN İSTEDİĞİ HELALLİK
Bütün bunlar olurken şimdi kalkmışlar vatandaştan helallik istiyorlar. Nasıl bir helallik? Kör kuruşa muhtaç ettiğin esnaf sana helallik verecek mi? İşsiz bıraktığın milyonlarca genç sana helallik verecek mi? Yatağa aç giren aç çocukların anne ve babaları sana helallik verecek mi? Pazar artıklarından beslenen yüz binler sana helallik verecek mi? Dükkanı kapalı, aylardır kapalı, icra memuru kapıda bu adam sana helallik verecek mi? Onlar da açıklamalar yaptılar dediler ki; biz hakkımızı helal etmiyoruz. “Sana oy verdik, bizi aç bıraktın, perişan ettin” diyorlar. Hangi vicdan kabul eder bunu?
‘BEŞLİ ÇETENİN KEYFİ YERİNDE’
Döviz yükseliyor kim bundan nemalanıyor? Beşli çete. Dolar arttıkça bunların keyfi yerinde. Öyle bir sözleşme yapmışlar ki sadece dolar artışından değil ABD’de enflasyon yükselirse onun da payını veriyorlar. Şu acı tabloya bak. Bir avuç azınlığa daha fazla para, kaynak anlayışı ile devleti yönetemezsiniz. Orta çağ mantığı ile yönetemezsiniz. Devleti öyle yöneteceksin ki millet senden ‘helallik’ isteyecek. Özrün kabahatinden büyük. Hatalarını görüyorsun, milleti nasıl perişan ettiğini biliyorsun. Sonra bana ‘helallik verin’ niye versin kardeşim, niye versin?
MAFYA-SİYASET İLİŞKİSİ
Benim bu millete bir sözüm var; Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda FETÖ’nün siyasi ayağını çıkaracağım, mafyanın da siyasi ayağını çıkaracağım. Biz güzel bir dünyada yaşamak istediğimizi söyledik. Kendi ülkemizde de huzur içinde yaşamak istiyoruz. 83 milyonun ödediği vergilerin büyük bir kısmını alır da beşli çeteye verirsen, bu olmaz diyoruz. Beşli çeteden yakınırken şimdi karşımıza yeraltı dünyasının çeteleri çıkmaya başladı. Nasıl bir devlet yönetimidir bu devlet yönetimi? Bir ekonomik çeteler var, bir de yeraltı çeteleri var. Türkiye’yi bu iklimin içine kim soktu? Nereden çıktı bu yeraltı çeteleri? Akıl alacak şey değil. Bir gerçek ortaya çıktı. Cumhur İttifakı’nın üçüncü ortağı ortaya çıktı. AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve yeraltı dünyasının çeteleri.
Meşru bir partinin genel başkanı eğer bir yeraltı dünyasının liderini hapishanede ve hastanede ziyaret edip, onun için özel af çıkarılması için çalışırsa ve onun taleplerine iktidar partisi boyun eğip ‘tamam senin için af çıkarıyoruz’ derse, bu kişi üçüncü ortak olur mu, olmaz mı? Gücü nereden alıyor yeraltı çeteleri? Siyasi iktidardan alıyorlar.
Diyecekler ki, “Nereden çıktı mafya, nasıl oldu da üçüncü ortak olur” anlatacağım:
1. Meşru bir partinin genel başkanı, yeraltı dünyasının liderini hapishane ve hastanede ziyaret edip, onun için özel af çıkarılması için çalışırsa, onun taleplerine iktidar partisi boyun eğerse ve hapishaneden çıkarırsa bu kişi üçüncü ortak olur mu olmaz mı? Güçlerini siyasi iktidardan alıyorlar.
2. 19 yıldır devleti yönetiyorlar. 19 yılın sonunda Türkiye’yi uyuşturucunun ve insan kaçakçılığının merkezi haline getirdiler. Bu hale gelmişse arkasında siyasi bir güç vardır. Üç örnek vereceğim.
-Kolombiya’dan Türkiye’ye gelen bir gemi var. 5 ton kokain yakalanıyor. Türkiye’de hangi adrese gelecekti bu? Bunu sormayan ortaktır, siyasi desteği vermiştir.
-Mersin Limanı’nda bir gemi yakalanıyor. 615 kilo kokain, duyan oldu mu? Hangi adrese gelecekti, sahibi kim?
-25 Ağustos 2020’de Kocaeli’de 540 kilo kokain yakalandı. Kime gidiyordu bu? Niye üstü örtülüyor? Arkasında siyasiler olduğu için.
3. Yeraltı çetelerinin ardında siyasi destek olursa kimse bunlara dokunamaz. Yeraltı dünyasının aktörleri dünyanın gelirini elde ederler, beş kuruş vergi vermezler. Elde ettikleri gelirleri meşru bir ülkenin bankasına yatıramazlar. Bunlar paraları nerede tutuyorlar? Vergi cennetlerinde. Bunlar da ahlak, adalet var mı? Yok. Kim ortağı bunların? Mafya bunların ortağı.
4. Bir bakan getirdiler. Ticaret Bakanı, kocası ile bir şirket kurdu. Başladılar dezenfektan satmaya. Nüfus ticareti diyoruz biz buna. Suçtur bu. Kim dinleyecek bunu? Onlara göre koskoca bakan o da milleti soymuş ne olacak ki? Şimdi araştırma önergesi verdik bu bakan ile ilgili olarak. Adım gibi eminim, AK Parti ve MHP’li vekiller ‘gerek yoktur’ diyecektir. İnşallah yanılırım.
5. Nüfus ticareti kullanan, birisi de bakanlık yaptı. Çikolata kutuları içinde rüşvet aldı. Öbürü 1 milyon dolarlık rüşvet aldı. Bunları büyükelçi yaptılar. Akıl, mantık, adalet, inanç, iman, din nerede bunlar? Rüşvet alan birisini sen büyükelçi atıyorsun. Yeraltı dünyasından alıyor bu elçiyi? Sen büyükelçinin ne demek olduğunu biliyor musun? Arabasında Türk bayrağı taşıyacak, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil edecek bu kişi? Mafya ile kol kola girerseniz bu tablo ortaya çıkar.
6. Bir ülkenin Hazine ve Maliye bakanını düşünün. Kanunlara aykırı olarak 128 milyar doları satıyor. Kime sattığını kimse bilmiyor. Mafyadan ne farkı var? Hesabını soran var mı? Yok. Soruyu soruyoruz, niye soruyorsunuz diyorlar. E vatandaşın hakkını kim savunacak? Biz savunacağız.
7. Mafyanın bir başka özelliği daha var. Devleti yönetenleri ele geçirmeye çalışır. Yeri gelir para verir, yeri gelir başka şeyler yapar. Zindaşti denilen birisi vardı. Uyuşturucu ticareti yapıyordu. Cumhurbaşkanının Başdanışmanı ile ilişkileri çok iyiydi. Hapse giren kişiyi telefon edip hapisten çıkardı. Niçin üçüncü ortak diyoruz? İşte bu yüzden. İktidar partisini ve onun küçük ortağını ne kadar finanse etti bilmiyoruz ama sözüm söz bunları ortaya çıkaracağız.
8. Hazine ve Maliye Bakanı istifa ederken önemli bir cümle kullandı. ‘At izi it izine karıştı’ dedi. ‘Kanunsuzluk o boyutlara ulaştı ki ben işin içinden çıkamıyorum’ demektir bu. Bu yeraltı dünyasının çeteleri ile birlikte hareket etmektir.
9. Devleti yönetenlerin adil olması lazım, kul hakkı yememesi lazım. Her kuruş verginin hesabını vermesi lazım. Ahlaklı olmaları lazım. Eğer devleti yöneten kişi mal varlığı dolayısıyla bir başka ülke tarafından tehdit ediliyor ve sesini çıkaramıyorsa o kişi yeraltı dünyasına teslim olan kişidir.
İçlerinde aklı başında insanlar da var. Cemil Çiçek gibi. ‘Bu iddiaların yüzde 1’i doğru olsa felakettir. Savcı harekete geçmelidir’ diyor. Hangi savcı harekete geçecek? Devletin düştüğü hale bakın. Sonunda İçişleri Bakanı, iddialar hakkında soruşturma açın talimatı verdi. Ne olacak ki? Bir gizlilik gelir.
Her alanı kirlettiler, devletin içinde ciddi bir çürüme var. ‘Mafya, yeraltı dünyası bizim ortağımız değil’ diyorlar. Sen bilmiyor musun Türkiye’de mafya liderleri bildiri yayınlıyorlar. Bildiride ‘Cumhur İttifakı’nı destekliyoruz’ diyor. Daha ne desin? ‘Hele Kılıçdaroğlu var ya, onun burnundan getireceğiz’ diye laflar ediyorlar. Sizin şahınız gelse benim sözümü kesemez.”
Kaynak: Cumhuriyet