YEDİ UYURLAR/ASHAB-I KEHF (1) |
25-28 mayıs 2021 tarihleri arasında yapılacak olan “Diyarbakır’ın Fetih ve Uyanış Günü” etkinlikleri çerçevesinde 28 Mayısta Lice ilçesinde Yedi Uyurların uyanış günü etkinlikleri de yapılacak. Bundan yola çıkarak bu yazımda Yedi Uyurlar veya Eshab-Kehf hikayesini siz değerli okuyucularıma anlatmak istedim.
Yedi Uyurlar veya Yedi Uyuyanlar, Kur’an’da Ashab-ı Kehf: Eshâb-ı Kehf (Arapça: أهل الكهف {Ehl-ül-kehf}). hem İslam’dan hem de Hıristiyanlık’ta var olan bir hikâyedir. Geleneksel anlamda hikâyeye göre Ashab-ı Kehf denilen gençler, bugün yeri konusunda çeşitli rivayetler bulunan Efsus şehrinde yaşıyorlardı. Bunlardan altısı sarayda görevli, hükümdara yakın kimselerdi ve hükümdarın müşavere heyetindeydiler. Onun sağında ve solunda bulunurlardı. Sağındakiler Yemliha, Mekselina ve Mislina idi. Bunlara “Ashab-ı yemin” denmiştir. Hükümdarın solunda bulunanlar ise, Mernuş, Debernuş ve Şazenuş’tur. Bunlara da “Ashab-ı yesar” denmiştir.
Hükümdarın Roma imparatorlarından Diocletian (284 – 305) (Gaius Aurelius Valerius Diocletianus) olduğu, ya da Domitianus (271-272) veya Decius (249-251) olduğu düşünülmektedir. Kesin olan şey imparatorun putperest olduğudur. Putperestliği kabul etmeyen az sayıdaki insanları yakalatıp öldürtmüştü. Hükümdar bir ihbar üzerine saraydaki putperest olmayan gençlerin durumlarını öğrendi. Onları çağırıp tehdit etti, onlar inançlarından ayrılmak istemediler, aksine Dokyanus’u inançlarına davet ettiler. Hükümdar onların eski günlerine dönmeleri için zaman tanıdı. Gençlerde inançlarını korumak için şehre yakın bir dağ yönüne gittiler. Yolda giderken Kefeştetayyuş ismindeki bir çoban onların inancına katıldı ve yedincileri oldu. Çobanın köpeği Kıtmir de onlara katılıp, arkalarından takip etti. Dağa yaklaştıklarında çobanın gösterdiği bir mağaraya girdiler. Mağarada dua ederek merhamet dilediler. (İslam dininin kutsal kitabı Kur’an’daki Kehf suresinin 10. ayetinde bu kişilerin duaları belirtilir.)
Diğer bir deyimle Ashab-i Kehf, Yahudiler’in “genç yigitler” dedikleri kişilerdir. Bunlara; “mağara arkadaşları”, “yedi uyurlar” ismi de verilmektedir. Kehf Sûresinin onuncu âyetinden yirmi yedinci âyetin sonuna kadar Ashâb-i Kehf’den bahsedilmektedir. İbn İshak’in naklettiğine göre, Ashâb-i Kehf, isa aleyhisselâm’in dini üzere amel eden birkaç genç olup, bunlar kendilerini putlara taptırmak veya öldürmek için takip eden Roma toplumu ve bölge valisine karşı mücadele ve dinlerini korumak üzere dağa çıkmış, mağaraya gizlenmişlerdi. Cenâbı Hak onları düşmanlarından korumak ve öldükten sonra dirilmeye ibret ve işaret kılmak için üçyüzdokuz yıl mağarada uyuttu. Uyandıkları zaman birkaç saat uyuduklarını sandılar. içlerinden birisi, bir şeyler almak için kasabaya inince bir kaç asır önceki gümüş para, olayın anlaşılmasına yol açtı. Böylece topluma, öldükten sonra dirilmenin uygulaması gösterilmiştir (9-22 Ayet Mali).
Yoksa sen Ashab-ı Kehf`i ve Rakim`i şaşılacak ayetlerimizden mi sandın?` (Kehf suresi, Ayet 9) Onlar Rablerine iman etmiş ve Allah`ın da hidayetlerini artırdığı gençlerdi. Bunun gereğini imanlarını zalim hükümdar karşısında haykırarak yerine getirdiler. Allah da onları zalimlerin elinden kurtararak kıyamete kadar anılacak bir mucize yaptı. 300 yılı aşkın süre ile bir mağarada uyuyan bu mümin gençler, uyandıklarında biri kendilerine, diğeri de ait olmadıkları bu zamanda yaşayan 8. kuşak torunları düzeyindeki bu insanlara olmak üzere, iki büyük dersle karşı karşıya olduklarını fark edeceklerdi… Bu büyük mucizeyi, Kur`an-ı Kerim`de anlatıldığı şekli, tüm dramatik ögelerdir.