YENİDEN REFAH’TAN ‘KERKÜK’ ÇAĞRISI

MEDYA21– Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin, yaptığı yazılı açıklamada, Kerkük’ün 25 Kasım’da tek taraflı olarak Peşmerge’ye bırakılacak olmasına karşı, Türkiye’nin Lozan Anlaşmasının 16. Maddesinin son paragrafı ve Ankara Anlaşmasından doğan hak ve menfaatlerini korumak ve Kerkük’teki mevcut demografik yapının korunması adına bir an önce harekete geçme çağrısında bulundu.

Genel Başkan Yardımcısı Bekin, Ankara ve Lozan Anlaşmalarına göre Irak sınırları içerisinde başka bir devletin kurulması durumunda Kerkük ve Musul’un Türkiye’ye iadesinin söz konusu olacağını da hatırlattı. Türkmen kenti Kerkük için geç kalınmaması gerektiğini vurgulayan Bekin, şunları söyledi:

“Bilindiği üzere Kuzey Irak’ta, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) öncülüğünde ve Amerika’nın dolaylı, İsrail’in ise direk dahliyle gerçekleştirilen gayrı meşru referandum sonrasında, özellikle Kerkük’teki çok katmanlı sosyo-politik kaygılar mevcudiyetinde merkezi hükümetin hâkimiyetinde başlatılan askeri operasyon ile ortaya çıkan yeni gelişmeler, sorunlar yumağı içerisindeki bölgenin yeni perspektifli hamlelerle nasıl çözülebileceği konusunu ön plana çıkarmıştı. O dönemde Mesut Barzani; Türkiye, İran ve Irak hükümetlerinin yaklaşımlarını hesaba katarak Kerkük’ü referanduma dâhil etmemeyi yeğlemişti. Daha sonra, Süleymaniye’deki olası gelişmelerin önünü alabilmek ve referandum sonrası karşısındaki güç bloğunu akamete uğratabilmek amacıyla Kerkük’ü de referanduma dâhil etmesi bir bakıma bağımsızlık yolundaki tüm hesaplarını altüst etti.”

TÜRKİYE’YE İADE EDİLMESİ GEREKİR

Türkiye’yi yakından ilgilendiren son derece hassas bir durum oluşturan Kerkük sorununun gerçek anlamda çözülüp çözülmeyeceğinin takipçisi olacaklarını belirten Bekin, şöyle dedi:

“Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi tarafından yapılan bağımsızlık referandumu sırasında, 1926 Ankara Anlaşması ve Lozan Anlaşması’nın gündeme gelmesi üzerine, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan; Mustafa Kemal’in ifadesiyle ‘Misak-ı Milli’yi bir tarafa atabilir miyiz?’ şeklinde bir yaklaşım ortaya koymuştu.  Bu cümleden olarak, Türkiye, Irak ve İngiltere arasında akdedilen, Türkiye ile Irak arasındaki sınırı belirleyen ve komşuluk ilişkilerini düzenleyen 05 Haziran 1926 tarihli Ankara Antlaşması gayet sarih hükümleri ihtiva etmekte olup, IBKY’nin Kerkük ve Musul’a dahli durumunda Ankara Anlaşması ile ortaya konulan durum fiilen ortadan kalkacağından Milletler Cemiyeti’nin 29 Ekim 1924 tarihli kararı ve Türkiye, Irak ve İngiltere arasında akdedilen Ankara Anlaşması da yürürlükten kalkmış olacaktır. Böylece ‘Status quo ante bellum’ gereği Kerkük ve Musul’un yeniden Türkiye’ye iadesi söz konusu olur.”  HABER MERKEZİ

 

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir